Güneş eğildiğinde, yapraklar yamaçları örttüğünde, patikalar gizlendiğinde, incirler sütten kesildiğinde, elmalar döküldüğünde, bağlar şerbetlendiğinde, öncü arılar uzaklara açıldığında, karıncalar durağanlaştığında, kırlangıçlar göçtüğünde, Ağusdost böcekleri son sololarını seslendirdiğinde, sesler sakinleştiğinde, rüzgarlar yeni cinasları büyüttüğünde, yer soğuduğunda, deniz titrediğinde, sıcaklık uzaklaştığında, hırkalı eşek yaklaştığında, sonbahar için adım bohçaları açıldığında, ateş taban izler serinlediğinde, ağaçlar yorulduğunda, tomurcuklar uyuduğunda, birbirine değmeksizin kıpırdanan arpejler yankılandığında, geceler gündüzlere eriştiğinde, karanlık büyüdüğünde, aydınlık küçüldüğünde, gölgeler kutuplarda eşitlendiğinde, duran bir anın kazandırdığı anlamlardan doğan soloların yeni bir selamı emanet edişini yalnız bakanlar anladı...