Labels

Defterî (44) Edebî (49) Fotoğraf (13) Grafik (29) Însan (40) Malûmat (7) Mûzik (71) Tasarınâme (9)

22 Mart 2009

1938 - 10 Mart 2009 Ganime Sevgi Yılmaz
Anneciğim, seni sevgiyle anıyoruz...

10 Mart 2009

öte umutlar

High Hopes - Pink Floyd
ufkun ötesinde, gençken yaşadıgımız yerde... mıknatıslar ve mucizeler dünyasında... düşüncelerimiz başıboştu, sürekli ve sınır tanımaz bir şekildebaşlamıştı, ayrılık çanları çalmaya... geçitte ve uzun yol boyunca buluşuyorlar mı, hala kesişme noktasında... bir grup vardı, paçavralar içinde ayakizlerimizi takip eden, kaçan, zaman düşlerimizi almadan önce bizi toprağa baglayan sayısız küçük yaratıgı geride bırakıp yavaş bir çürüme tarafından tüketilen bir hayata giden...çimen daha yeşildi,ışık daha parlaktı dostlar etrafında mucize gecesinde... ardımızda yanan köprülerin közlerine bakıyoruz diğer tarafın ne kadar yeşil oldugu ilişiyor gözümüze... adımlarımız ileri atılıyor, ancak uykumuzda geri yürüyoruz, sürüklenerek bir iç dalganın gücüyle... daha yükseklerde sakin bir bayrakla ulaştık düşlenen dünyanın baş döndürücü dağlarına sonsuza dek arzu ve tutkuyla yüklü bir açlık daha var doyurulmamış yorgun bakışlarımız hala başıboş geziniyor ufukta çakılıp kaldığımız halde bu yolun üzerinde defalarca... çimen daha yeşildi,ışık daha parlaktı tat, daha tatlıydı mucize gecesinde dostlar etrafındaş afak sisi ışıldıyordu su akıyordu sonsuz nehir sonsuza dek, daima

28 Şubat 2009

29 Şubat

Ben de bilmiyorum, önümüzdeki şubatın yirmisekiz mi, yirmidokuz mu çekeceğini... Yirmidokuz çekecekse, bana da haber ver. Unutmayalım o gün, dört yılda bir doğumgünü olan dostumuza, küçük bir hediye göndermeyi.

22 Şubat 2009

yalancı deniz


Elimde değil
Bilakis yine yalancı deniz
Ama dürüstçe köpürdü sana
Kanatlarımı anlatırken
Cüretkar ama aldatıcı bulutlar
Ne kadar gürültü yapıyorlar
Elimde değil
Ne bir çiçek ne bir kelebek tertemiz

Görür gözler
Cücelenirken iskeleler
Çımacı rolüne giyinirken cüceler
Ama yalan bile değil yalancı deniz
Yalan kadar doğru değil

Gizlice dinle beni
Dalgaları duyarcasına
Ey yalancı deniz !
Ege suyudur sana hediyem
Elimde değil
Ne bir zerre ne bir yosun ne bir kefen

Elimden değil
Bilakis yine yalancı deniz

97

18 Şubat 2009

bir kıyının ölümü...

kendine gömülen sesi eridi
dürülürken gizledi seyrini
sırtında tuzlu gülüşlerin
çalakürek mahir sesleri...

geride bile kalmayacak ki
tütün kokulu ağ düğümleri
gizli kumunda ayak izleri
zamanın köpüklü zembereği

geride kalan, bir kıyının
içimdeki şiirsiz ezikliği
tek tük martı kırıntıları
geçmişin manzarasız tarihi

gözlerimde tuzlu akıntısı
alaboralı eğri dutları
canhıraş geçer üzerimden
yorgun kürekli tabutları

23 Ocak 2009

dört küçük not...

Denizleri dökülmesin diye, kimi atlasların duvara asılmadığı doğrudur.
Ama sanmıyorum doğru olsun, ağaçların soğuk kış günlerinde, kabuklarının altına pazen giydikleri...
* * *
Ben de bilmiyorum, önümüzdeki şubatın yirmisekiz mi, yirmidokuz mu çekeceğini... Yirmidokuz çekecekse, bana da haber ver. Unutmayalım o gün, dört yılda bir doğumgünü olan dostumuza, küçük bir hediye göndermeyi.
* * *
Bana sorup durduğun o iki dizeyi buldum sonunda. Karaşın bir şairmiş o iki dizenin sahibi : "Her çocuğun kalbinde kendinden daha büyük bir çocuk vardır/Bütün sınıf sana çocuk bayramında zarfsız kuşlar gönderecek"
Unutmadan, bu iki dizeyi defterine yaz istersen. İstersen ezberine yaz. İstersen unut. Nasılsa daha çok okuyacağız orta ikiden terk çocuklar şairini...
* * *
Ama mesela şeyi unutma... Neyi unutma biliyor musun, pencereden sokağa bakmayı... Sabahları kalktığında ve o güzelim akşamüstleri...
yıldızlı atlas / burhan eren

18 Ocak 2009

mine 'nin kahve telvesi


Fincan, çevrilip kapatılmadı, öyle de düşünülmedi ; yalnızca içerken kahveyi...

03 Ocak 2009

Üzgün

“Çokluk üzgün bir görünümleri vardır hayvanların,” diyerek konuşmasını sürdürdü. Hermine. “Bir insan pek üzgünse, dişi ağrıdığı ya da para kaybettiği için değil, her şeyin gerçekte nasıl, yaşamın nasıl bir şey olduğunu hissettiği için üzgünse, gerçekten üzgün demektir, işte o vakit biraz hayvana benzer, o zaman üzgün görünür, ama her zamankinden daha gerçek ve güzeldir bu üzüntü. Öyleydi işte; senin de Bozkırkurdu, ilk gördüğümde böyle bir halin vardı.”
bozkırkurdu 'ndan alıntı / herman hesse

20 Aralık 2008

batık şiir

baş harfleri büyük değil düşlerimin dilbilgisi yok gözyaşlarımda noktalamalar işaretler değil hislerim herhangi bir dünyanın herhangi bir yerinde istiyorum ki susarak dertleşsin bu batık şiirim anlatabilir belki yaşlar girdabımda batan gemilerimi bir eser yazmıyorum hiçbir şey çalıyor kulaklarımda belki kurtarılan bir gemi oluverir bir rüyada kitaplar parçalanıyor düşünce yanıyor bir armoni tavaf ediyor olamayan yankılarda sen bu gemiyi sanki evrenine bıraktığında daha da eskimekte olan şimdi gözlerine akan karmaşık mısralarda ulaşacak olursa eğer sana bu rüzgarsız gemi yorgun düşecekken savruk fırtınalarda ihtiyacı kalmayacak forsa cinaslarıma ses olamayan titreşimlerin marşıyla yükselirken araf korosu arkamdan zamana kitleler hücreler intihar ederken aklımda kimse yanaşmazken kendi feryadına kurmak zorundaydım bu hakir orkestrayı bırak ki bulduysan gemiyi duyduysan şiiri bırak nafile yankısıdır sözlerim kuşların umutsuz çıganına toprağın tadına varamayana savrulursan eğer bu sonuçsuz girdaba erit görünen adaları layık ol durumuna o vakit susmaya başlayacak şiirim yaş alacak gemim biliyorum ki daha çok türkü söyler ruh tek başına yoksa olur muydu bir batık bu şiir olamayan şiirim gelir miydi yanına bir gidişin gelecek hikayesidir bu çoktan gitmişlerin geçmişi bütün hepsi mutlak yalnızlıklardaki harfleri getirmekle başladı yan yana yazıyı icat edenin bütün coşkusuyla baharı bekleyen kelebeğin ölümü anlamasıyla belki dibe batmadan karaya oturur diye gemi eskimiş mezarımın cudi toprağına içinde baharsız her kelebekten bir çift taşırarak balçığa anlıyorum ki açılıyor hala ellerinde gemi zarfsız yolladığım kuşların umutsuz orkestrasına bırak yaş alıyor gemi devriliyor tek başına katma kendi çalkantına onu girdabımdan çalma görmediğin gibi beni tutamayacaksın bunu aklında olmayan bir hikaye bu başlığını koyma ah sufi sancım ah son pervanem ateşini seçemeyen yaş alıyor gemi seç artık gidişini