Labels

Defterî (44) Edebî (49) Fotoğraf (13) Grafik (29) Însan (40) Malûmat (7) Mûzik (69) Tasarınâme (9)

26 Şubat 2024

Kış katiplerinin zorlu notları

Hikaye, iğne yapraklı katiplere göre sabit olsa da, aktaracak anlatıcıya göre değişiyor.
Çoğu zaman tariflenebilir yollardan yürüdüğü ve gölgesini düşürdüğü şeklinde anlatılma nedeni buydu.
Oysa iğne yapraklılar her mevsim yeni bir katip seçer; rüzgar enerjili uçlarından köklere çektikleri mürekkeple hikayenin özünü kaydederler. Devinimli el yazmalarıdır onlar; içinden, kımıltılardan savrulmalara uğrayan sololar geçer. Bu sene lodoslu güneşli saatler, katipliğinin azmini zedeliyor.
Bu kurgusuz anlatımlar yine de esintilerin örtbas ettiği adreslenemez patikalarda başlayan yolculuklarla, çatallanan yollardan ormanlara yayılan kılcallarda sürüp gitmektedir. Kıpırdanan ve yer değiştiren diğer yaprakların peşi sıra soloları duyarak okunabilen el yazmaları, çoğu zaman gerçeği hikaye ederken, içine kendi yorumlarını da katarlar.
---
    Ahkâmsızdı duruşu ama anlamlıydı.
    Anlık bakışlarında nazik bir dirayetin nabzı atardı
    Hep uzaklardan geliyormuş gibi yürüyüşü, okuyana, ormanlara dönüp şiir okuma isteği uyandırırdı.
    Küçük gruplar halinde seyreden kuşların üzerine düşürdüğü gölgelerden hoşlanırdı
    Adımları yavaşlar ve hecelerin arasında sekercesine durağanlığa geçerdi
    Puantiyeli ipek bir kumaşın düşüşü gibiydi o gölgeler.
    Sonra yol devam eder, adımlarını da hecelerden, kelimelerden cümlelere çekerdi
    O hızlandıkça, devrik cümleler oluştururdu ama hiç sendelemezdi.
    Genç ince ağaçların yanında dinlenirdi çoğu zaman,
    Dinlenir miydi, öyle mi görünürdü? Bunu sezmek zor, yine de not edilir:
    İnce gövdelerin gölgelerini büyütüşünü zamana nakışlamaya çalışır gibiydi.
    "Görünmez insan" diyen katipler de oluyor bazı mevsimlerde, biliriz.
    Ayakları, küçük çakılların ve yer değiştiren örtbasların tasnifiyle uğraşan izler bırakmaktadır.

25 Ocak 2024

İz Tefrikaları

Bu adımlarımı yorumlayabilecek en yakın gözlemciler yapraklardı:

"Adımları titreyen bir yolcu olarak uzaklaşıyor gibi gözükür hep yaklaşırken. Kendine küçük çukurlar açan kürektir ayakları."

Yapraklar elbette çoktandır saygı duyduğum; duyuşumu duruşuma eklediğim. 

Nedendir bilip de bilmemiş gibi adımladığım bu yollar, yol olmayanlar, yola namzet çimenler.Kimisinde gölgelerimizin birbirine iz bıraktığı…

Bu gidişlerin notları çoktur, okurum, alıntı yaparım. Notları notalara karışır çoğu zaman, sezerim. Sezerim de dinlemek için düşerim yollara. Baharındakiler daha çok el yazmalardır; başka ciltler doldurur. Şimdi kış. 

Düşünüleceklerin tohumlarını ağırlayan sakin bir misafirperverdir; yumuşak bir koltuk, battaniye, sıcak fincanlar sunan beyaz ceketli bir nezaket. En güçlü fırtınalarını fularlı boynuna iliştirmiş. Anlatacak çok şeyini kütüphanelerde tasnif eder. Kütüphaneler ki adımlanacaklara yine de yetişemez, peşinden genişler. 

Yapraklar dedim, demesem de çoktandır içindeyim. Kuruyup uçuşanları bile gezgin izlenimcilerdir, kısa bir mola için durduğum ağaç gövdelerini işaretler. Bir natürmortu daha tamamlar, durağan bir meyve gibi gösterir beni. Dingin bir fermente sürecindeyimdir. 

Yapraklar ki her biri gün geçişlerinin, güneşin, gecenin ve en çok da rüzgarların en uzun ders saatlerinin fizik öğrencileri. Geçiyormuş gibi ziyaretlerimi bilirler, kapıdan şöyle bir bakmam, girer bağdaş kurarım sınıflarında. 

İşte böyle, yorumlarını okumak için yollara düştüğüm, çoğu zaman ateş taban bir kervanım. Benden çok daha iyi analiz ederler beni. Gölgemi de ele almışlardır çünkü, ivmeler, çapraz istatistikler, izohipslerle duygu topoğrafyamı çizerler. 

Hepsini görüp toplamaya niyetliyim, azmimi de bilirler. Hepsini okumaya doğru ilerlerim. Topladığım sololarla, küçük parçalarla yetinirim, elimden bu gelir. Mezur mezur biriktiririm. 

Tasvirlemeye kelimeler ararım çoğu zaman. Ben ararken onlar çoktandır hatmektedir beni. Hatta başkalaşmaya, dönüşmeye başlayıp kendi uzamlarına dönerler. 

Yapraklar ki adımlarımı tefrika ederler. Fotosentez yapar mısralar üretirler. 

26 Aralık 2023

KIŞ EPİGRAFI

Safiyane Kışın Senkop Yankısının Yankısı
https://serdivence.blogspot.com/2022/12/safiyane-ksn-senkop-yanks.html













Yaprakların uçuşmasına çizdiği geometrileri izlerken, dönenceleriyle yaklaşarak kulağa eğilip susuyormuş gibi görünen bulutlarla o büyük uğultulu solosuna başladığında içedönük bir inisiyatifler galerisidir; iç içe geçirilmiş çerçevesiz tablolarında biçimlenen natürmort görüntülerindeki izlenimciliğin fırça izlerine gizlenen durağanlığıyla zamanı anlatır.

Bahar; ilki ve sonu değişen heybeler yüklenen hırkalı bir eşektir. Kıştan kalma tomurcukları yüklendiği bohçalardan filizler fışkırarak cemre yollarına düşerken “ilk” olur adı. Yazdan kalma çıldırmış yaprakları istif istif sırtlanarak sarışın patikalar çizdiği rüzgarlı yollardaki toynak izlerine notalar düşürürken ise son. Kulakları rüzgara dikilmiş, uzayan gölgelerin azimli bir kervan öncüsüdür, gözleri anlatır.

Kış uykusunu kurgulayan yaz, taç yapraklarının renkli cümbüşüyle gevşemeye geçerken onu anlatır: Kış, milyonlarca tomurcuğu örtülerinin altındaki bekleme salonlarında emzirirken, içine kapanan yazı da kuytusuna çağıran, nice floradan topladığı tüm kıpırtılarla tüylerini kabartan keseli bir memelidir. 

Uzak yüksekliklerde sezilen görüntüsüne dağları sığdırır, yamaçlarına yaz gelse de zirvelerinden aşağı doğru ince ince yayılan beyaz hikayeleri barındırır. Düşlerin tek gerçeklik olduğunu düşünen zihinlere, teorik ressamlara, pratisyen şairlere, uzamsal heykeltıraşlara esindir, duygular arası hüzün dalga boylarının davetkar titreşimlerini anlatır.

Harlı sobanın gözünden duvara yansıyan parlak alevlerin mat gölgeler haline dönüşen çıtırtılı kıpırtılarına, üzerindeki demliğin kendine özgü saatinin tıkırtılarının eşlik ettiği kızarmış ekmek kokusu ve hatıralarının aharlanmış kağıtlara not edileceği olası geçmişlerin zihinde çınlayan yankılarıyla da varlığını anlatır: Sadece ona bakan pencere kenarlarında günlüğünü tutan gergefler için sicim kuramları geliştiren bir nakış ambarıdır. Çemberi açılınca, nadir rüyalara örtü olacak senaryosuna başlamadan önce, üzerindeki yoğun buğulardan sökün edip aşağılara doğru irileşerek süzülen duygu heyelanlarının jeneriğiyle başlar. Onların her biri, pervazlarda nakaratlanan notalardan büyüyen ayrı sololardır. 

Kendisine açılan her pencere; ıslak yaprak kokusunu uzay ve zamana yayarak sunuşa başlayan, dinleme ve gözlem noktaları sürekli yer değiştiren sesli ve ışıklı bir elementler tablosuna dönüşerek büyüyen, uzun denklemlerini su sızıntıları ve ince dumanlarıyla tasvir eden bir boyut semineridir. Giryezar manzaralarının girizgahındadır.

Kuruyan yaprakların kılcal sololarıyla, olasılıklar senfonisidir, sololarını toplamadan durmaya niyetim yok. Yaprak ve akıntıların yönleriyle, lirik bir topografının içinde yazdan kalma yürüyüşlerin ateş tabanlıktan kalan izlerinin üzerine serin, beyaz hipotenüslü çiçek izleriyle simetrik soneler yazarken, gökyüzüne uzanan çıplak dallarıyla derinlerde zonklayan köklerin nabzını anlata anlata gizlenen bütün patikaların varlığını hissettiren yollara düşmemi usanmadan hatırlatır. 

Eski çimenlerin aroma verdiği yağışları anlatan hava
Evrilen çiğler ve kırağılarla gözlere solo çalan su
Doğduğu yüzeyine uzun uykuya yattığı toprak
Eski yolların devinimini taşıyan iç ısıtan ateş

Her biri kendi solosunu macunlayan başka şarkıdır onların, armonik çıkışlarına başlayınca anlatacaktır.

Duygular arası adımlar için oktavlar

Minor Majority - The Dark Half
Robert Plant - Darkness Darkness
Patti Smith - China Bird
Elliott And The Untouchables - Hom To You
Birch Book- Werewolf's Eyes
Paal Flaata - Don't You Walk Away
Sivert Hoyem, Marie Munroe - My Thieving Heart
The Dolly Rocker Movement - The Ecstacy Once Told
Empyrium - Where at Night the Wood Grouse Plays
Mondo Drag - Rising Omen
Sofa Surfers, Mani Obeya - Out, Damn Light
Soulsavers - Longest Day
Geoffrey Oryema - The River
Andy Williams - The Exodus Song
Cem Karaca - Nem Kaldı

29 Kasım 2023

KARYONGA

Uçuşan yaprakların nakışları daha sürmekteyken, bulutlar kar cinasları örmeye başladı. Sonbaharı derdest ederek uzak yamaçlardaki kulübelerin, barakaların içine dolduruyor. Yaprakları göz ardı etmeden (her birinin akıntıya kapılan soloları var), beyaz örgülerin de hepsine katılma isteğim; düşüncelerimi süvarileştiriyor. Ateş taban yürüdüğüm yolları bırakacak değilim, onları da katıyorum kuşbakışı hizalamalarıma. Doğadan nemalanmayan felsefenin natürmort çeşme başlarındaki molalarda yerlere dökülmüş donuk sololar bile rüzgara katılmış gidiyor. Pratisyen şairlik, bu yolculuktan daha ağır ilerliyor. Bu şiirin ise yüzü buruşmuş, kendine ayakta duracak ağaç arıyor. Kendinden geçmiş ama ser'i elinde tutuyor.

30 Ekim 2023

Uçuşan Sololarda

Rüzgârların yaprak koleksiyonu sadece izlemeye değerdir. Akışına bırakarak izlemeye...
Tasnif düzenini kavramaya çalışmak için paralel bir hayat gerektiğini, uçuşan gölgelerinden sızan şiirlerden anlarsın. Hiç kafiye aramamak gerektiği de ihtiyarladıkça öğreniliyor.

Uçuşan yapraklara, yeni dönencesiyle eğilerek selam veren güneşin aydınlığına kapılmış uçuşan kelebekler karışırken, akşama doğru buna göç öncesi giderayak kırlangıçlar katılır. Lodosun asansörüne binmiş martıların Jonathan'ı hatırladıkları her hallerinden belli. Çalılardaki kara tavuklar ise gözden kaçırdığım soloları belirliyor. Toplamaya devam ediyorum, bırakmaya niyetim yok. Şu sonbahar, kendine özgü olmayan bu durağanlığından bir anda tavrı değişerek çıkacak, bu her an olabilir. Tırmanan taban izlerimle patikalarda ilerliyorum. Böğürtlen çalılarının arasına, eski zamanlardan bir maral çok çatallı boynuzlarının gölgesiyle imzalar düşürüyor. Ormanda derin düşüncelere dalmış bir Blues gamı uzaklara kadar yankılanıyor.

Aklıma eski karalanmış bir notun son kısmı geliyor: "Anından sonrası görünmeyen siyahi yolun hiçli çehresinin içe uzanan dehliz geçidi karanlığının tam ortasında bir adım!; derinliğe meylediyor."

30 Eylül 2023

Fener Bekçisi: Lümen Notları

Gök gürültüsü seslerinden bulutların şekillerini çizdiğim sayfalar birikirken ben artık asla bir deniz feneri bekçisi olamayacağım. Geçmişteki girişimlerim insan umarsızlığına kurban gitti hep.  Dalgalara veda etmeye niyeti olmayan gençliğin gölgeleri istekliydi ama tüm başvurularım dosyaların altına gömüldü gitti yıllarca. Şimdilerde ise artık bu meslek modern tekniklerle yok edildi; fener evleri duruyor olsa da, onlar artık eski hikayelerdeki gecelerin uzak sisli kayalıklarında terk edilmiş bir yıldız nabzı gibi yanıp sönüyorlar sadece. O yüzden, ölene kadar asla bir deniz feneri bekçisi olamayacağımı anlamam uzun sürmedi ama yine de bunu kabullenmedim. Öğrenilmiş ama reddedilmiş bu çaresizlikle zaman içinde kapısına dayanıp da binbir zorlu uğraş ve formaliteden sonra birkaç zaman önce nihayet kendimi kabul ettirdiğim güneş feneri bekçiliği yapıyorum. Benden başka çalışan olmadığı için işim “gezici bekçiliğe” dönüşmüş olsa da bunu sürdürmeye devam edeceğimi sanıyorum. Çünkü bu konuda düz değil dairesel bir döngü, sürekli aynı noktalara uğrayarak tamamlanan bir döngü ile kendini yenileyen bir yolculuk içindeyim. Bu döngü, kendi içinde barındırdığı iç döngülerle birlikte kendi mekanizmasını beslerken, döngü dışında sürdürdüğüm değişken yollara ateş taban kalkıştığım solo toplayıcılığımı da sürdürebiliyorum.  Rüzgarlı ya da engebeli yollarda olmak zaman zaman yorucu olsa da, sonunda gidip güneş feneri evlerinde dinleniyor ve topladığım solo kırıntılarını oralarda istif ve tasnif ediyor ve gün doğumu, gün batımlarının iç seslerini kaydetmeye, ekinoks günlüklerimi tutmaya devam ediyorum. Uzaklardan da olsa her birinin merdivenlerinden ya da küçük balkonlarından uzak yollara, deniz ya da bulutlara bakabiliyorum. Raflar, çekmeceler ve sandıklar dolusu solo parçaları, bir yığın başka yazılar ve karalamalar, el sallayabildiğim dürbünler, en çok atak davulcularını dinlediğim ses aynaları, gelecek alışkanlıklarım için bir usturlap ve heyecan sensörlü teleskobum da var. Bugün babamın yaş günü için uzaklardan ona el salladım hatta müzikli bir kartpostal yolladım. İki gündür dolunay, bütün kıyıları kim bilir kaç lümen aydınlatıyor?

07 Eylül 2023

Adımlar için nazik bir lütuf

Yol boyunca sesler çocukluğumdan peşim sıra büyümüş sinestezik notlarıma karışıyor. 

Rüzgarların yapraklarla çıkış yaptığı sololar da at kuyruğundan yaylardı. 

Bu yayların armonik yükselişleriyle yaprakların da savrulmaya başladığı armağan edilmiş güz yollarına varmanın majör hisleriyle müteşekkir bir adım daha atıyorum. 

Bahşedilmiş patikalardan içerilere doğru sakınılmış bahçelerde salınan dallar incirlerini emzirirken.

https://youtu.be/f7owTrlWacs?si=EYJPCaslt_VX-ROG

28 Ağustos 2023

Böğürtlen mürekkebi

Kime anlatsam inanmaz, kendim de şüpheyle dinledim içimden geçenleri. Şuraya not düşeyim, belki zamanla şüphelerim azalır;
Kendini tarif etmeye mecali yok ne zamandır biliyorum, şimdi ise ağzı dili kuruyor bu sene Ağustos'un.
Karbonhidrat taneleri dallarında pişerken, uzayan yolların titrek görüntüsüne böğürtlen mürekkebi gibi bulaşmış dağılıp duruyorum. Topladığım sololar kendinden geçen arpejlere dönüşerek ceplerimden, çantamdan damla damla sızarken, espasları genişliyor. Esintiler, kılavuzluk etmeyi bırakıp ağaç altlarında bayılırcasına kendini yığmış, öylece aroma dallarının altından bana dik dik bakıyor. Meyveler, dikenler ve yapraklar zor nefes beni izlerken onları görmezden gelmem mümkün değil. Algı kapılarımı çalmaya emek veren hiçbir kıpırtı, kapımda tahtaboşa kalmamalı. Böyle yamaçlı, dolambaçlı ve kendinden düğümlü adresleri arasında not edilecek şeyler de barındıran bu yolculuklar sırasında, sık ziyaretlerimle nasiplendiğim şu zamanlarda oldu bu: 

Her adımımda ayaklarıma mıknatıslanan, çöl-çakıl yüzücüsü gölgem benimle bunca yıllık eş zamanlılığı bir an reddetti. Kollarım iki yanda ateş taban ilerlediğim yolda, sağ kolumun gölgesi neredeyse dik açıyla kalkıp bana bir anda diğer yönü işaret etti. Aklımdan akıp geçen uzun soloyu sert bir esle durdurdu tabii. Ama durup inceleyecek bir somut taş değildi bu, yok öyle bir deklanşör! O bunu yaptı, gölgeler yalan söyleyebilir mi? Solonun durması, görmezden gelmemi de tümüyle engelledi. İnkar edecek kadar da küstah olmam mümkün değildi. O an o yöne yönelmemi sadece hızlı adımlarımın içinde bulunduğu merkezkaç kuvveti biraz yavaşlattı ama engelleyemedi. O gün bu gündür, o diğer yönlerden ilerleyip duruyorum. İlerledikçe uzaklarda bir yerlerde bilemediğim ama yakından tanıyacağım birtakım kıpırtıların nabızlarının sesleri artarak yaklaşıyor, duyuyorum.

30 Temmuz 2023

Deltalar

Uzun yürüyüşlerin dağılan ayak izleri, rüzgarların yaprak koleksiyonuna karışarak dağ dağ yığılmış solo parçalarına katılıyor. Uyaklardan köşe bucak kaçınan pratisyen bir şairin el yazısına dönüşüyor notlarım, onlar da uçuşuyor. Daha birçok kırıntı, yuvarlanan taşlar, savrulan tohumlar, kırık dal parçaları, tasnif edilememiş polen envanteriyle birlikte üst üste birikiyor. Yön değiştirecek ya da şelale nispetinde bir yükseklikten kendini bırakacak köşe taşları yığılmalarının oluşturduğu bu cinas dolu adacıklar olmasa böyle dinlenecek yerlerim olmazdı. Bazısı sadece bir kaya, bazısı derme çattığım barakalar işte. Birbirine kenetlenerek kaskatı kütükleşmiş major soloların, hırçın akıntılarda yuvarlana yuvarlana üzerleri zımparalanarak kıyısına vurduğu bu deltalarda, nefes alışlar cilalı düş devrini gayretle sürdürüyor.