Labels

Defterî (44) Edebî (49) Fotoğraf (13) Grafik (29) Însan (40) Malûmat (7) Mûzik (71) Tasarınâme (9)

29 Nisan 2009

bir ses duydum !!

Üç işadamı Chicago'da, binaların arasında kaybolmuş olan bu kentin ne kadar görkemli olduğunu aralarında konuşuyorlarmış. İçlerinden biri kızılderili kökenliymiş ve bir an durup ''bir cırcır böceği sesi !!'' demiş. Trafik karmaşası ve insanların koşuşturması göz önüne alındığında bir cırcır böceğinin sesini duymanın neredeyse imkansız olacağını düşünen diğer iki iş adamı arkadaşlarıyla dalga geçmeye başlamışlar. Derken cırcır böceğinin sesini duyan adam, hemen yanıbaşlarındaki, belediyeler tarafından sınırılandırılmış küçücük çim birikintisine eğilmiş ve cırcır böceğini eline alıp diğer arkadaşlarına göstermiş. O sırada yere düşen bir bozuk paranın sesi duyulmuş civarda. Orada bulunan herkes önce ceplerini yoklayıp sonra yere bakınmaya başlamışlar...

22 Mart 2009

1938 - 10 Mart 2009 Ganime Sevgi Yılmaz
Anneciğim, seni sevgiyle anıyoruz...

10 Mart 2009

öte umutlar

High Hopes - Pink Floyd
ufkun ötesinde, gençken yaşadıgımız yerde... mıknatıslar ve mucizeler dünyasında... düşüncelerimiz başıboştu, sürekli ve sınır tanımaz bir şekildebaşlamıştı, ayrılık çanları çalmaya... geçitte ve uzun yol boyunca buluşuyorlar mı, hala kesişme noktasında... bir grup vardı, paçavralar içinde ayakizlerimizi takip eden, kaçan, zaman düşlerimizi almadan önce bizi toprağa baglayan sayısız küçük yaratıgı geride bırakıp yavaş bir çürüme tarafından tüketilen bir hayata giden...çimen daha yeşildi,ışık daha parlaktı dostlar etrafında mucize gecesinde... ardımızda yanan köprülerin közlerine bakıyoruz diğer tarafın ne kadar yeşil oldugu ilişiyor gözümüze... adımlarımız ileri atılıyor, ancak uykumuzda geri yürüyoruz, sürüklenerek bir iç dalganın gücüyle... daha yükseklerde sakin bir bayrakla ulaştık düşlenen dünyanın baş döndürücü dağlarına sonsuza dek arzu ve tutkuyla yüklü bir açlık daha var doyurulmamış yorgun bakışlarımız hala başıboş geziniyor ufukta çakılıp kaldığımız halde bu yolun üzerinde defalarca... çimen daha yeşildi,ışık daha parlaktı tat, daha tatlıydı mucize gecesinde dostlar etrafındaş afak sisi ışıldıyordu su akıyordu sonsuz nehir sonsuza dek, daima

28 Şubat 2009

29 Şubat

Ben de bilmiyorum, önümüzdeki şubatın yirmisekiz mi, yirmidokuz mu çekeceğini... Yirmidokuz çekecekse, bana da haber ver. Unutmayalım o gün, dört yılda bir doğumgünü olan dostumuza, küçük bir hediye göndermeyi.

22 Şubat 2009

yalancı deniz


Elimde değil
Bilakis yine yalancı deniz
Ama dürüstçe köpürdü sana
Kanatlarımı anlatırken
Cüretkar ama aldatıcı bulutlar
Ne kadar gürültü yapıyorlar
Elimde değil
Ne bir çiçek ne bir kelebek tertemiz

Görür gözler
Cücelenirken iskeleler
Çımacı rolüne giyinirken cüceler
Ama yalan bile değil yalancı deniz
Yalan kadar doğru değil

Gizlice dinle beni
Dalgaları duyarcasına
Ey yalancı deniz !
Ege suyudur sana hediyem
Elimde değil
Ne bir zerre ne bir yosun ne bir kefen

Elimden değil
Bilakis yine yalancı deniz

97

18 Şubat 2009

bir kıyının ölümü...

kendine gömülen sesi eridi
dürülürken gizledi seyrini
sırtında tuzlu gülüşlerin
çalakürek mahir sesleri...

geride bile kalmayacak ki
tütün kokulu ağ düğümleri
gizli kumunda ayak izleri
zamanın köpüklü zembereği

geride kalan, bir kıyının
içimdeki şiirsiz ezikliği
tek tük martı kırıntıları
geçmişin manzarasız tarihi

gözlerimde tuzlu akıntısı
alaboralı eğri dutları
canhıraş geçer üzerimden
yorgun kürekli tabutları

23 Ocak 2009

dört küçük not...

Denizleri dökülmesin diye, kimi atlasların duvara asılmadığı doğrudur.
Ama sanmıyorum doğru olsun, ağaçların soğuk kış günlerinde, kabuklarının altına pazen giydikleri...
* * *
Ben de bilmiyorum, önümüzdeki şubatın yirmisekiz mi, yirmidokuz mu çekeceğini... Yirmidokuz çekecekse, bana da haber ver. Unutmayalım o gün, dört yılda bir doğumgünü olan dostumuza, küçük bir hediye göndermeyi.
* * *
Bana sorup durduğun o iki dizeyi buldum sonunda. Karaşın bir şairmiş o iki dizenin sahibi : "Her çocuğun kalbinde kendinden daha büyük bir çocuk vardır/Bütün sınıf sana çocuk bayramında zarfsız kuşlar gönderecek"
Unutmadan, bu iki dizeyi defterine yaz istersen. İstersen ezberine yaz. İstersen unut. Nasılsa daha çok okuyacağız orta ikiden terk çocuklar şairini...
* * *
Ama mesela şeyi unutma... Neyi unutma biliyor musun, pencereden sokağa bakmayı... Sabahları kalktığında ve o güzelim akşamüstleri...
yıldızlı atlas / burhan eren

18 Ocak 2009

mine 'nin kahve telvesi


Fincan, çevrilip kapatılmadı, öyle de düşünülmedi ; yalnızca içerken kahveyi...

03 Ocak 2009

Üzgün

“Çokluk üzgün bir görünümleri vardır hayvanların,” diyerek konuşmasını sürdürdü. Hermine. “Bir insan pek üzgünse, dişi ağrıdığı ya da para kaybettiği için değil, her şeyin gerçekte nasıl, yaşamın nasıl bir şey olduğunu hissettiği için üzgünse, gerçekten üzgün demektir, işte o vakit biraz hayvana benzer, o zaman üzgün görünür, ama her zamankinden daha gerçek ve güzeldir bu üzüntü. Öyleydi işte; senin de Bozkırkurdu, ilk gördüğümde böyle bir halin vardı.”
bozkırkurdu 'ndan alıntı / herman hesse