Dedi ki:
Bu gördüğün; içimdeki buzdağı çocuğunun görünen kısmıdır.
Bir de gölgemde gizlenen ihtiyar var, o da çok ortalıkta değildir, en çok bu çocuğa görünür.
...
İhtiyar, durmadan tamirat işleriyle uğraşır; genelde kendi kırıp döktüklerini tamir eder.
Bazen de çocuk kendi adasını batırmasın diye tahtadan iskeleler, sallar falan yapmakla uğraşır.
Aslında asıl amacı ve uğraştığı şey bu gibidir ama buna rağmen başka şeylerle daha çok ilgilenir.
...
Kendi aralarında en son konuştukları konu; terk edilmiş kuş yuvaları hakkındaydı. Tabi en az konuşan ama en çok anlatan, gölgemde gizlenen ihtiyardan başkası değildi.
Her şey konuşarak anlatılmazdı ya.
Ama tüm sohbeti tam olarak hatırlayabildiğimi söylersem kendimi kandırmış olurum. Çünkü onlar konuşurken, çocuğun masasındaki kağıda karaladığı kısa bir listeye gözüm takılmış ve dikkatim dağılmıştı. Yine de biraz durup üzerinde düşünürsem sanırım sohbetin, en azından kaçırmadığım önemli kısımlarını hem not eder hem de sana da anlatabilirim.
...
Zaman olusmadan once bocekler yildiz sütünü emiyordu
YanıtlaSilBir mayis sabahi mor renkli gözlük denendi
Akillara donmuş bir kör pencere kışa ait
İçeri dışarı girip çıkan kediler
Testisinden kum damlayan kevaşeler bir polis izbe karanlık bir sokakta birini dövmekte
Nereye koyacağız bu kadar günahı
Kim taşıyacak şimdi bu kırılgan çemberi dönüp duran