Çok uzun bir zaman geçmedi ama yine de "nicedir" diyebilirim. Bu kelimeyi kullanmak, kendi kendime kazdığım maden serini tünellerin bana bakan loş duvarlarını çiçeklendiriyor. Derin ötelenme bahçelerine varmak kolay değil. Çitlerini görene kadar durmaksızın kazdırır. Tahta çitlerinde rüzgarların uğultular taşıdığı posta kutuları sallanır. Artık bahçe kapıları görünene kadar kazmayla, onu taşımaktan başka işim olmuyor. Neyse! Kazmak iyidir; zihni arkeolojik kıtlıktan korur. Her zaman soyu tükenmiş izlere ya da dizi dizi sıralanmış anforalara ulaştırmasa da reddetmiş kalabalıkların kovuşturmasından uzakta, tünellerinde sere serpe kalakalmaya değer. Nicedir daha çok uğruyorum bu küçük devranlara. Nitelikli dolanmak! Hatta birinin kapısına, kendime postalar gibi kısa bir not bile düşmüşüm. Hayret küflenmemiş! "Nicedir şunu da dinlememişim." diye...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder