Labels

Defterî (44) Edebî (49) Fotoğraf (13) Grafik (29) Însan (40) Malûmat (7) Mûzik (71) Tasarınâme (9)

26 Aralık 2023

Duygular arası adımlar için oktavlar

Minor Majority - The Dark Half
Robert Plant - Darkness Darkness
Patti Smith - China Bird
Elliott And The Untouchables - Hom To You
Birch Book- Werewolf's Eyes
Paal Flaata - Don't You Walk Away
Sivert Hoyem, Marie Munroe - My Thieving Heart
The Dolly Rocker Movement - The Ecstacy Once Told
Empyrium - Where at Night the Wood Grouse Plays
Mondo Drag - Rising Omen
Sofa Surfers, Mani Obeya - Out, Damn Light
Soulsavers - Longest Day
Geoffrey Oryema - The River
Andy Williams - The Exodus Song
Cem Karaca - Nem Kaldı

29 Kasım 2023

KARYONGA

Uçuşan yaprakların nakışları daha sürmekteyken, bulutlar kar cinasları örmeye başladı. Sonbaharı derdest ederek uzak yamaçlardaki kulübelerin, barakaların içine dolduruyor. Yaprakları göz ardı etmeden (her birinin akıntıya kapılan soloları var), beyaz örgülerin de hepsine katılma isteğim; düşüncelerimi süvarileştiriyor. Ateş taban yürüdüğüm yolları bırakacak değilim, onları da katıyorum kuşbakışı hizalamalarıma. Doğadan nemalanmayan felsefenin natürmort çeşme başlarındaki molalarda yerlere dökülmüş donuk sololar bile rüzgara katılmış gidiyor. Pratisyen şairlik, bu yolculuktan daha ağır ilerliyor. Bu şiirin ise yüzü buruşmuş, kendine ayakta duracak ağaç arıyor. Kendinden geçmiş ama ser'i elinde tutuyor.

30 Ekim 2023

Uçuşan Sololarda

Rüzgârların yaprak koleksiyonu sadece izlemeye değerdir. Akışına bırakarak izlemeye...
Tasnif düzenini kavramaya çalışmak için paralel bir hayat gerektiğini, uçuşan gölgelerinden sızan şiirlerden anlarsın. Hiç kafiye aramamak gerektiği de ihtiyarladıkça öğreniliyor.

Uçuşan yapraklara, yeni dönencesiyle eğilerek selam veren güneşin aydınlığına kapılmış uçuşan kelebekler karışırken, akşama doğru buna göç öncesi giderayak kırlangıçlar katılır. Lodosun asansörüne binmiş martıların Jonathan'ı hatırladıkları her hallerinden belli. Çalılardaki kara tavuklar ise gözden kaçırdığım soloları belirliyor. Toplamaya devam ediyorum, bırakmaya niyetim yok. Şu sonbahar, kendine özgü olmayan bu durağanlığından bir anda tavrı değişerek çıkacak, bu her an olabilir. Tırmanan taban izlerimle patikalarda ilerliyorum. Böğürtlen çalılarının arasına, eski zamanlardan bir maral çok çatallı boynuzlarının gölgesiyle imzalar düşürüyor. Ormanda derin düşüncelere dalmış bir Blues gamı uzaklara kadar yankılanıyor.

Aklıma eski karalanmış bir notun son kısmı geliyor: "Anından sonrası görünmeyen siyahi yolun hiçli çehresinin içe uzanan dehliz geçidi karanlığının tam ortasında bir adım!; derinliğe meylediyor."

30 Eylül 2023

Fener Bekçisi: Lümen Notları

Gök gürültüsü seslerinden bulutların şekillerini çizdiğim sayfalar birikirken ben artık asla bir deniz feneri bekçisi olamayacağım. Geçmişteki girişimlerim insan umarsızlığına kurban gitti hep.  Dalgalara veda etmeye niyeti olmayan gençliğin gölgeleri istekliydi ama tüm başvurularım dosyaların altına gömüldü gitti yıllarca. Şimdilerde ise artık bu meslek modern tekniklerle yok edildi; fener evleri duruyor olsa da, onlar artık eski hikayelerdeki gecelerin uzak sisli kayalıklarında terk edilmiş bir yıldız nabzı gibi yanıp sönüyorlar sadece. O yüzden, ölene kadar asla bir deniz feneri bekçisi olamayacağımı anlamam uzun sürmedi ama yine de bunu kabullenmedim. Öğrenilmiş ama reddedilmiş bu çaresizlikle zaman içinde kapısına dayanıp da binbir zorlu uğraş ve formaliteden sonra birkaç zaman önce nihayet kendimi kabul ettirdiğim güneş feneri bekçiliği yapıyorum. Benden başka çalışan olmadığı için işim “gezici bekçiliğe” dönüşmüş olsa da bunu sürdürmeye devam edeceğimi sanıyorum. Çünkü bu konuda düz değil dairesel bir döngü, sürekli aynı noktalara uğrayarak tamamlanan bir döngü ile kendini yenileyen bir yolculuk içindeyim. Bu döngü, kendi içinde barındırdığı iç döngülerle birlikte kendi mekanizmasını beslerken, döngü dışında sürdürdüğüm değişken yollara ateş taban kalkıştığım solo toplayıcılığımı da sürdürebiliyorum.  Rüzgarlı ya da engebeli yollarda olmak zaman zaman yorucu olsa da, sonunda gidip güneş feneri evlerinde dinleniyor ve topladığım solo kırıntılarını oralarda istif ve tasnif ediyor ve gün doğumu, gün batımlarının iç seslerini kaydetmeye, ekinoks günlüklerimi tutmaya devam ediyorum. Uzaklardan da olsa her birinin merdivenlerinden ya da küçük balkonlarından uzak yollara, deniz ya da bulutlara bakabiliyorum. Raflar, çekmeceler ve sandıklar dolusu solo parçaları, bir yığın başka yazılar ve karalamalar, el sallayabildiğim dürbünler, en çok atak davulcularını dinlediğim ses aynaları, gelecek alışkanlıklarım için bir usturlap ve heyecan sensörlü teleskobum da var. Bugün babamın yaş günü için uzaklardan ona el salladım hatta müzikli bir kartpostal yolladım. İki gündür dolunay, bütün kıyıları kim bilir kaç lümen aydınlatıyor?

07 Eylül 2023

Adımlar için nazik bir lütuf

Yol boyunca sesler çocukluğumdan peşim sıra büyümüş sinestezik notlarıma karışıyor. 

Rüzgarların yapraklarla çıkış yaptığı sololar da at kuyruğundan yaylardı. 

Bu yayların armonik yükselişleriyle yaprakların da savrulmaya başladığı armağan edilmiş güz yollarına varmanın majör hisleriyle müteşekkir bir adım daha atıyorum. 

Bahşedilmiş patikalardan içerilere doğru sakınılmış bahçelerde salınan dallar incirlerini emzirirken.

https://youtu.be/f7owTrlWacs?si=EYJPCaslt_VX-ROG

28 Ağustos 2023

Böğürtlen mürekkebi

Kime anlatsam inanmaz, kendim de şüpheyle dinledim içimden geçenleri. Şuraya not düşeyim, belki zamanla şüphelerim azalır;
Kendini tarif etmeye mecali yok ne zamandır biliyorum, şimdi ise ağzı dili kuruyor bu sene Ağustos'un.
Karbonhidrat taneleri dallarında pişerken, uzayan yolların titrek görüntüsüne böğürtlen mürekkebi gibi bulaşmış dağılıp duruyorum. Topladığım sololar kendinden geçen arpejlere dönüşerek ceplerimden, çantamdan damla damla sızarken, espasları genişliyor. Esintiler, kılavuzluk etmeyi bırakıp ağaç altlarında bayılırcasına kendini yığmış, öylece aroma dallarının altından bana dik dik bakıyor. Meyveler, dikenler ve yapraklar zor nefes beni izlerken onları görmezden gelmem mümkün değil. Algı kapılarımı çalmaya emek veren hiçbir kıpırtı, kapımda tahtaboşa kalmamalı. Böyle yamaçlı, dolambaçlı ve kendinden düğümlü adresleri arasında not edilecek şeyler de barındıran bu yolculuklar sırasında, sık ziyaretlerimle nasiplendiğim şu zamanlarda oldu bu: 

Her adımımda ayaklarıma mıknatıslanan, çöl-çakıl yüzücüsü gölgem benimle bunca yıllık eş zamanlılığı bir an reddetti. Kollarım iki yanda ateş taban ilerlediğim yolda, sağ kolumun gölgesi neredeyse dik açıyla kalkıp bana bir anda diğer yönü işaret etti. Aklımdan akıp geçen uzun soloyu sert bir esle durdurdu tabii. Ama durup inceleyecek bir somut taş değildi bu, yok öyle bir deklanşör! O bunu yaptı, gölgeler yalan söyleyebilir mi? Solonun durması, görmezden gelmemi de tümüyle engelledi. İnkar edecek kadar da küstah olmam mümkün değildi. O an o yöne yönelmemi sadece hızlı adımlarımın içinde bulunduğu merkezkaç kuvveti biraz yavaşlattı ama engelleyemedi. O gün bu gündür, o diğer yönlerden ilerleyip duruyorum. İlerledikçe uzaklarda bir yerlerde bilemediğim ama yakından tanıyacağım birtakım kıpırtıların nabızlarının sesleri artarak yaklaşıyor, duyuyorum.

30 Temmuz 2023

Deltalar

Uzun yürüyüşlerin dağılan ayak izleri, rüzgarların yaprak koleksiyonuna karışarak dağ dağ yığılmış solo parçalarına katılıyor. Uyaklardan köşe bucak kaçınan pratisyen bir şairin el yazısına dönüşüyor notlarım, onlar da uçuşuyor. Daha birçok kırıntı, yuvarlanan taşlar, savrulan tohumlar, kırık dal parçaları, tasnif edilememiş polen envanteriyle birlikte üst üste birikiyor. Yön değiştirecek ya da şelale nispetinde bir yükseklikten kendini bırakacak köşe taşları yığılmalarının oluşturduğu bu cinas dolu adacıklar olmasa böyle dinlenecek yerlerim olmazdı. Bazısı sadece bir kaya, bazısı derme çattığım barakalar işte. Birbirine kenetlenerek kaskatı kütükleşmiş major soloların, hırçın akıntılarda yuvarlana yuvarlana üzerleri zımparalanarak kıyısına vurduğu bu deltalarda, nefes alışlar cilalı düş devrini gayretle sürdürüyor. 

01 Temmuz 2023

Bahardan Yaza Yonga

Başından itibaren uzayıp giden yollara yuvarlanmış çakıl taşları gibiyken uzayan gölgelerimizin eşliğine de şahidiz. Uçuşan görüntülerin içinde yol alan damlalardan süzülen güneş, kadim yamaçların boz yeşil derinliklerine tayflarını uzatıp duruyor bir nefes. Baharın tüm gücünü sergileyip doruğa geçtiği enlemlerde her şey bir yol fazla boylanmış. Yürümeye kalksak adımlarımız bohçadan taşacak. Günbatımlarına ters ışıktan gölgeli adaları kendilerini suyla çeviriyormuş gibi. Uzak manzaraların bekleyen defterlerinde hikayelenen, güneşi, denizlere mürekkep seyir defterleri bunlar. Kumda el izlerimiz göğe sallanıyor, üzerinden sular çekiliyor feromon izlerimiz boyunca. 

05 Mayıs 2023

Dandelion gölgeleri...

 Bazı soloların sonu yoktu, bunu konuşmuştuk. Yollar boyunca rastlanılan ve toplanan solo kırıntılarında, onlardan bir parçaya hiç rastlanmaz ama bitmeyen yankılarının varlığıyla hiçliğin içinde kıpırdanır dururlar. Daha gençliğinin bahar kuvvetinde uzaklara dalmayı yeğleyenler bu kıpırtıların rüzgarına yelken dikmeyi çok erken öğrenirler. İçine düştüğümüz zaman sarmalının da, bir anı bohçası olarak kendisini bizimle birlikte dokuduğunu anlamak da öyle... Yollar boyunca yılların rüzgarlarında savrulup giden konuşma parçaları ve tökezlemiş soloların toplayıcılığında yorulduğumda, durağanlığın kayalıklarına yaslanarak bu sololarla dinleniyor ve bu amatör arkeolojiyle ilgileniyordum. Konuşmalar, tınılar, yaşanması gerçekleştirilen imgeler ve biraz da pratisyen şairlik işte. O zamanlardan şimdiye doğru akışın içinde sadece izlerimiz kalıyor değil mi? İzlerimiz ve şu koruyabildiğimiz kum fırtınazedelerimiz; silinmeye namzet dandelion gölgeleri...

04 Nisan 2023

Airborn / NİSAN’dığım Mi majör

 Geçmişe doğru uzanan, sonu bulanıklaşan yollar boyunca uçuşan solo parçalarıyla uğraşıp duruyorum. Onları toplayıp tamir ettiğim oktav defterlerimde geçmiş notaların da izleri var. Gören, şifreli alfabeler kullandığımı sanır oysa kendi arpejlerini tamamlamayı bekleyen karalamardan ibaret. Kırılmış ve kendini zedeleyen soloları tasnif edip uç uca yapıştırırken yaşananların anılaşan granitlere dönüşmüş izlerini defterlere ve oradan şimdiye çekmek, anıların oldukları yerde filizlenen bütünlüğünü baltalamak olacaktı. O nedenle derin kılcal damarlı bu taşlaşmaları izlemekle yetiniyorum. Üzerinde düşündükçe eski hanedanların manzaraları gibi ufka doğru uzanan bir enginlik bu. Hipokampuslarda derin sessizlikler büyüten iç çekişler denizi. 

Tarif etmeye kalksam sanki dağılarak rüzgara karışacak; bütün uğraklarım, giryezar köşelerim tarumar olacak. O yüzden, yaşanmışlıkların frekans sütunlarını incitmeden,  uçlarını birleştirdiğim devasa bir soloyu buranın hatırasına yavaşça bırakıyorum. Airborn…